Bununla birlikte birçok işyerinde maliyet azaltma denince, farklı sektörlerde dahi hep aynı yöntemler deneniyor. Bakalım size de tanıdık gelecekler mi?
"Gereksiz elektrik tüketimini azaltalım,
daha az ışıkla çalışalım"
"Daha az su tüketelim"
"Aylık telefon görüşmelerini takip edelim ve
kısalım"
"Personelin içtiği çayı daha ucuz olandan seçelim"
"Maaş zamları yılda iki defa ise bire
düşürelim"
"Terfileri geciktirelim"....
Liste uzayıp gidiyor. İçinde gerçekten ciddi
konular olduğu kadar, tabiri caizse sineğin yağını çıkaracak kadar tuhaf
maddeler de var.
Küçük gibi görünen giderler, gerçektende düşündüğümüzden çok daha maliyetli olabilir. Bu sebeple maliyetleri takip etmek faydalıdır. Ancak, maliyetlere yönelik elde ettiğimiz rakamlar bize bir şeyler söylese de, yeterince analiz edilmemiş maliyet rakamları yanıltıcı olacaktır. Hele hele insan faktörü göz ardı edilerek yapılan maliyet analizleri, uzun vadede bizi yolda bırakacaktır.
Hadi şu maliyet azaltma tedbirlerini biraz daha yakından inceleyelim. Bu yöntemlerin ilginç bir şekilde üç ortak yönü var;
1. Hiçbiri işyerinin yaptığı iş ile ilgili değil. Şöyle bir durum ortaya çıkıyor
-Ne iş yapıyorsunuz?
-Kumaş üretimi
-Maliyet azaltma tedbirleriniz neler?
-Daha ucuz çay kullanıyoruz
-Üretimle ilgili (yani işinizle ilgili) ne tür
maliyet azaltıcı tedbirleriniz var?
-?????
2. Bu tedbirler, ancak belirli bir oranda maliyet tasarrufu sağlıyor. Işıkları istediğiniz kadar kapatın, yaptığınız iş büyüdükçe size daha fazla tasarruf sağlamayacak.
3. En önemlisi; bu tarz önlemlerin hepsi, çalışan motivasyonunu olumsuz etkileyen tedbirler. Personelin motivasyonu düşmesi sonucunda da bir takım maliyetlerimiz olacak. Mesela hizmet veya ürün kalitemiz düşecek. Bu da müşteri memnuniyetsizliğine hatta müşteri kaybına sebep olacak. Müşteri memnuniyetsizliğinin ya da kaybının maliyeti işletmeler için katlanabilir maliyetler değildir.
Çalışan bağımlılığının çokta yüksek olmadığını
düşünürsek, işten ayrılma maliyetleri de bir diğer önemli örnek.
Böyle
bakınca anlıyoruz ki, insan faktörü dikkate alınınca biraz daha detaylı
düşünmek gerekiyor. Hep şu atasözü geliyor insanın aklına ister istemez; “Dimyata
pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak...”
Peki ne yapmalı? Bu noktada “Yalın Düşünce” bize, “İş Süreçlerinde Katma Değersiz İşlem
Adımlarını Ortadan Kaldırmayı” öneriyor.” Süreç” ve “Katma Değer” kavramları sanırım başlı başına
konular. Biraz yalın davranıp bu konu için bu kadar yeterli diyorum ve bu çok
önemli iki konuyu bir sonraki yazıya bırakıyorum.
Yalın ve insan faktörünü unutmadığımız güzel günler diliyorum.